Tag Archives: The Biggest Loser Türkiye Programı

33 KİLO ZAYIFLAYAN ÜYENİN ZAYIFLAMA GRAFİĞİ

 

ONLİNE ZAYIFLAMA SİSTEMİBir yer vardı gitmek istediğim. Bir yolculuk sonrası ulaşılan ve tüm hayallerin gerçekleştiği, mutluluğun anahtarının teslim edildiği bir yer. Kim ki bu yolculuğu yapıp oraya ulaşırsa değişiyordu. “bambaşka birisi olarak geri dönüyor” diyorlardı.
Kaç kez denedim gitmeyi bilmiyorum. Tam 20 yıldır beni oraya götürebilecek birilerini aradım durdum. Kimi paramı çaldı, kimi umutlarımı. Her yolculuğa çıktığımda yarım kaldı yürüyüşlerim. Düştüğüm zamanlar oldu, yardım istedim, uzattığım her defasında boş kaldı ellerim. Canım yanıyor ve o kapkaranlık gecelerde ruhum üşüyordu. Yardımını umduğum herkes yeni yaralar açıyordu ruhumda. Yalnızdım bu yolda. Ne kadar dayanılabilirdi ki buna ve umutlarımı, hayallerimi de bırakarak orada bitiriyordum, her defasında başlayamadan yolculuğumu.


Bir gün bir arkadaşım bu yere gidip de dönenlerden bahsetti
… İnanmadım! Ve hatta artık böyle bir yerin olmadığından çok emindim. Ben bu kadar denemişken ve bu yolda bu kadar acı çekmişken, birileri; hem de kısa bir sürede bunu başarmışlardı. Yok, hayır bu yine bir tuzaktı. Paramı ve hayallerimi sömürüp yine beni yarı yolda bırakacaklardı. Hep böyle olmuştu çünkü… Ama ahhh şu çaresizlik var ya, yine eğdirdi boynumu. Hani derler ya denize düşen yılana sarılır, benimkisi daha kötü. Ben denizde değil bataklıkta boğuluyordum.

Artık her şeye razıydım. Bu bir yılana sarılmak veya yılan tarafından sokulmak olsa da fark etmezdi. Yeter ki sonunda kurtuluş olsun.

Ve bir gün tüm cesaretimi toplayıp bir bilet aldım sevgili üye danışmanımdan. Kapıdan içeri girdim ve başladım hazırlık evraklarımızı tamamlamaya… Bekliyordum artık bana tayin edilecek ve beni o diyara götürecek yol rehberimi.
Kilobekcim nihayet gelmişti. Beklediğim medet. Ve başladı yolculuğum. Bu ne güzel bir yolculuktu. Bu ne güzel bir yoldaşlıktı. Bana büyük bir sabır ve hoşgörü ile yoldaki her inceliği anlatıyor, ayağım takılıp tökezlediğimde beni kaldırıyordu. Yorulduğumda veya tükendiğimde beni yeniden ümitlendiriyor ve bana güç veriyordu. Dertlerimi dinliyor ve beni yönlendiriyordu. O aynı zamanda doktorum olmuştu. Ruhumdaki yaraları iyileştiriyor ve bir daha yara almamam için beni eğitiyordu.

 

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


THE BIGGEST LOSER STAR TV- TÜRKİYE “YENİ BİR HAYAT”- BU YARIŞMAYA DİKKAT!

 

Konu: TheBiggest Loser – Türkiye,  ‘Kaybetmeye DeğerKarşıtı Çalışmalarımız!                                                                                                         

           

OMDER- diyor ki;-Herkes kaybedecek!,  Asla Kaybetmeye Değmez!

   The Biggest Loser Türkiye / KAYBETMEYE DEĞER!

Obez ve morbid obezlerin, formatı kapsamında yarışma şeklinde ve içerisinde kazanan veya kaybedenlerin olacağı, Amerika Menşei, Türkçeleştirilmiş hali Kaybetmeğe Değer’ olarak yayına gireceği açıklanan TV programı, kendine bir de slogan belirlemiş:

‘Bu Yarışmada Kimse Kaybetmeyecek!’

Bu şekilde damardan girmek, kimsenin haddine değildir! Bilinçsizlikle değil, Yalanla…

Para’nın göründüğü yerde, insanın imanı genleşiyor! Ama “bu kadarı fazla” değil mi? diye düşünüyoruz. Yapımcıların, gerçeklerden, gerçek hayatta yaşananlardan haberleri yoktu! Oysa onlara tümü bilimsel ve yaşanmış verilere dayalı gerçekleri anlatmaya çalıştık

Hatta bu güne kadar, hiçbir şeyden haberdar olmasalar ne yazar, artık gerçekleri biliyorlar!        Para kaç insanı feda etmeye değer? Bazılarımızın hayata gözlerini açarken, genlerinden para hırsı mı fışkırıyordu?

Yayımcı kuruluş, reyting ile yatıp, reyting ile kalkıyor, ‘ne kadar kan, o kadar şehvet’!      Sizlerde hiç Allah korkusu yok mudur? İnsanı temel alan, çağdaş, medeni ve sosyal sorumluluk hisleriniz hiç mi işlenmedi? Toplumun hissiyatına neden bu kadar uzak kalıp, sırf kendinize bu denli yakın kalabiliyorsunuz!

Duygusal olgunluk nasıl bir davranış biçimini gerektirir bilir misiniz?

Türkiye Halkı’nın 53 milyonuna yakın insanı bu programdan medet umarken, duygusal dışa yansıtılamayan o kadar acılar varken; hiç mi yüreğiniz acımaz, hiç mi insan olabilme erdemi sizi cezp etmez?

2010 yılı ortalarında, ‘Biggest Loser-Amerika’ da yarışmayı kazanan son kişi de dahil, bir çok katılımcı, programın tehlikeli olduğu üzerine, konuşma yasağına karşın, görüş belirtmişler!

Geçen sezonun Birincisi  Ryan Benson  “10 haftada verdiği 55 kg.’nun 14 kilosunu yarışma bitiminden sadece 5 gün sonra geri aldığını ve kısa süre içinde verdiği kilolarının 40’ını geri aldığını ve yarışmanın hemen sonrası depresyona girerek eski ‘yemek yeme’ alışkanlığına fazlası ile sarılarak, duygusal sarsıntılar yaşadığını” belirtmiş ve kendine saygısını kaybetmiştir.

Bu yarışmanın HERŞEYE DEĞER değil, HiÇBiR ŞEYE DEĞMEYECEĞiNi hatta çok daha fazlasını kaybettirdiğini açıklamıştır. Yarışma sonrası hayatı mahvolmuştur.

Tıpkı başka bir sezon kazananı bayan yarışmacı Kai gibi…

 

Kai Hibbard yarışma sürecinde 53 kg. zayıflarken, kilolarını verdiği süreden 3 kat daha hızlı şekilde,  31 kiloyu çoktan aldığını beyan etmiştir…

Ayrıca; yarışmada elenen ve tüm umudunu kaybederek intihara sürüklenenleri kimse tasvir edememekte ve ön planda tutmamaktadır… Asıl tehlike ‘kazananların geri alacağı’ aşikar kilolarda değil, kaybedenlerin (elenenlerin) yaşayacağı, ruhsal, psikolojik ve fizyolojik travmalardır.

İstisnasız tüm yarışmacılar; Yarışmalar sonrasında, kişilik olarak zayıf, zihinsel karışık veya psikolojik kaynaklı yeme bozuklukları ve benzeri sıkıntılar yaşamışlardır. Bu durum kolay geçecek gibi de değildir… Hatta olumsuz sonuçlar kişisel göreceli donanımlara göre kıyaslandığında, etkileri hiç geçmeyecek!

Bu yarışmada hiç kimse Kaybetmeyecek’ sloganı programın bizzat yapımcıları tarafından,  Bu yarışmada Kazanan kimse olmayacak şeklinde derhal değiştirilip, bir özür metni ile kendilerine aktardığımız gerçekleri anlatan yaklaşım olgunluğunu gösterebilmeliler.

Bu şekilde davranarak, yapımcılar belki bu gün itibariyle vicdanlarındaki yükü yok edemeseler de, azaltabilme şansına hala yayın öncesinde, yayına kısa bir süre kalsa da hala sahipler!

Görevi yapımcılık olan kimseler, toplumsal gelişime, medeni yaşama katkı sağlayabilme hedeflerini benimsemelidirler, maddi hırslar ve ellerine geçirebildikleri araçlarla yaptırım veya güç elde etme zayıflığından kendilerini uzak tutmalılar. ‘Duygusal olgun’ olarak davranabilmeliler!                                                                                                         

 Keza yayımcı kuruluşlar da; toplumun sağlıklı gelişimine destek verebilecek çok hassas bir misyon üstlenmeli, toplumun üçte ikisini aşan çok yüksek bir oranda ki nüfusu direkt ilgilendiren bir konuda, kendi inisiyatifleriyle kolay olanı değil, en doğru yolu seçme erdemini göstermekte ikilem yaşamamalılar.

Bu yolda varlığını, yüreğini ortaya koyarak, büyük çabalarla gerçeklere ulaşmış, keşifler yaparak uluslar arası öncülük üstlenen insanlara, kendi sorumlulukları, misyonları ve vizyonları  çerçevesinde destek vermek şerefini kendilerine nail görmelidirler. Bizim konuya bakışımız bu yöndedir.

Evet, ana başlıkta vurgulandığı gibi gerçekten kaybetmeye değer’… Obez ve morbid obezlerin zaten anlaşılamayan ve aşağılanan ama hep direnen, tüketilmeye açık umutlarına son darbeyi vurmayı da ‘siz’ üstlenin…  ‘Kaybedecekleri ne kalmış ki zaten’ deyin, içlerinde insan olma filizi şeklinde hapsolmuş, ezilmeye açık bu nadide değeri de hedef alın, varsa geri kalan şeyleri de…

Evet, Sizin gözünüzde onlar, Sizin amaçlarınıza araç olacak yolda, gerçekten her şeylerini ‘kaybetmelerine değerler!

 

Bu program içinde yer alan herkes ‘KAYBEDECEK’tir!  Kazanan kimse olmayacaktır.        Bu anlamda “KAYBETMEYE DEĞER Mİ?” Bir kez daha düşünmelidir.

Saygılarımızla.

OMDER-OBEZİTE İLE MÜCADELE DERNEĞİ                                                                                                   KURUCU BAŞKANI

HALİL KARGULU

Psikolog – Tıbbı Antrenman  ve Üstün Performans Uzmanı

SEMİR BERBER

http://vucudunsifresi.com

http://omder.org.tr

 Bu yazı The Biggest Loser Türkiye, diğer adı Yeni Bir Hayat olan  programa uyarı niteliğindedir. Yarın sizi hayallerinize kavuşturup, öbürgün yüzüstü bırakarak ölümcül travmalara yol açabilecek böyle zararlı bir programın reklamlarına itibar etmeyiniz. Bırakın da geleceğiniz medyanın değil sizin elinizde olsun.

 


The Biggest Loser Türkiye “Yeni Bir Hayat” Adlı Yarışma Programı İçin Uyarı: The Biggest Loser Öldürüyor

Konu: The Biggest Loser  –   ‘Kaybetmeye Değer’ –  ve sonunda ‘Yeni Bir Hayat’! oldu.

OBEZİTE’ de YALAN RÜZGARLARI! 

Hiçbir şeyi değiştirmeden, yayınlamakta olduğumuz “The Biggest Loser Uyarı ve durum tespiti” yazımız ile birlikte bir ‘ihtarname’ olarak da daha anlamlı ve yoğun bir içerikle resmi şekilde ilgililere uyarıda bulunmamıza rağmen, kaybetmeye değer adlı program; bir manevra ile ‘yeni bir hayat’ olarak, aynı içerikler ve yaklaşımlarla Star Tv’de yayına giriyor!

Yeni Bir Hayat’! Ne kadar masum ve davetkâr; insana bir umut fidanı eker gibi.       Ta kalbinin orta yerine! Hiç bir zaman kalıcı çözüm bulamayan kilolu ve obezlerin özlemlerine hafif bir dokunup, onlarla oyun oynar gibi. Zaafları bu ya, tüm obezler dört elle sarılmaya kalkışıyor bu başlığa. Bataklığa saplanmış, gittikçe nefes almakta güçlük çeken birilerine, şeytanın çiçekli kokulu bir dal uzatması gibi bir durum bu!

Bu denli sinsice ve art niyetle.

Onlar bataklıkta çırpınıp, bu yalan dala uzanmaya çalışırlarken, daha da batacaklar ve birileri bunu televizyon programı şeklinde ve soytarılıkla, tüm akılcı çözüm girişimlerinin bir alternatifi olarak gösterme cüretine kalkışarak ve de şaşaa ile TV’de reyting yakalamaya yönelecek.

Bu ve buna benzer, insan odaklı, fakat hiçbir zaman saygın olamayacak kişiliksiz yaklaşımlarla, bazen türkü yarışmaları, bazen dans veya yetenek yarışmaları organize ederek, temeli biraz da şaklabanlığa, başkalarını eğlendirmeye dayanan, kendince akıllı ama insanlıkta daha pişmemiş kimselerle karşı karşıyayız.

Bunlar belli alanlarda zaafları mevcut başkalarını, onlara uyumlu TV programları tasarlayarak veya program kopyalayarak, onları para kazanma yolunda tamamen bir araç görme prensibiyle, geçimini onların sırtlarından kazanmaya alışmışlardır. Kendilerince belirleyici konumdadırlar, cool (yani argosu xxx) davranmak onlara hava katar, bazen hiçbir etik anlayış veya prensibe uymayacak içeriklerin de, üzerini biraz zamanla örterek, çözüme ulaşacaklarını düşünürler.

Tıpkı Kaybetmeye Değer’ sloganı ile TV’de çığlıklarla, obezlere ve kilolulara hayatlarının (-son) fırsatını sunduklarının gürültüleri ile, aynı değerlere sahip bir yayımcı TV kuruluşunun benimsediği pişkin yaklaşımları gibi…

Kaybetmeye Değer yerine Yeni Bir Hayat’ sloganları ile sunmaya kalkıştıkları gibi, içerik düzeltmek yerine, sadece isim değiştirerek aynı podyumda boy gösteriyorlar.

Yeni Bir Hayat’ bizim OMDER olarak şiddetle karşı çıktığımız, daha önce‘Kaybetmeye Değer adı ile benimsetilmeğe çalışılan TV programının kendisi.

 

Bizi; her türlü bilimsel verilerle, asla tartışma konusu ettirmeyeceğimiz insani değerler prensipleriyle ve sadece gerçekleri ortaya koyan girişimlerimizle hep karşılarında bulacaklar.

Yalanların, manipülasyonların, hilelerin ve tasvir edebilecekleri her türlü gerçekleri veya gerçek algıları çarpıtacak girişimlerin karşısında, fena şekilde bizi bulacaklar.

Çünkü, ‘Kaybetmeye Değer’ yeni adıyla ‘Yeni bir Hayat’ orijinali The Biggest Loser olan ve içler acısı sıkıntıları insanlara yaşatıp, onları yüz üstü bırakacak, hiçbir anlamda saygınlığı olmayan, gerçekleri çarpıtan ve bundan kendine sırf maddi bir yarar uman Kişiliksiz Bir Program.

Amerikan versiyonun da; sezon finalisti Kai Hibbard, çok açık şekilde arka planda dönen tüm gerçekleri sözde konuşma yasaklarına rağmen artık bu  yalan dolana dur demek için detaylıca şöyle anlatmıştır.

Kendisi 53 kg vermiş ve yarışma hemen sonrası  tam 40 kilosunu ve devamında daha fazlasını alarak  tüm hayatı  alt üst olmuştur. Ve şu şekilde açıklamalarda bulunmuştur.

 “Programda baskı altındasınız. Egzersizlerde yaralanan çok kişi var. Beslenmenizi görmezden gelip, gösterideki eğitmenleri dinlemek zorundasınız.

 Canlı yayında kilonuz farklı açıklanıyor. Ses çıkaramıyorsunuz. İnsanlar bana gelip soruyor; “ ben neden senin gibi haftada 12 kilo veremiyorum” . Oysa bunu ben de başaramamışım. Programın çarpıtması. Sonuçta televizyon.  Sonuçta ben oraya birilerine minnettar ve birilerine ilham kaynağı olmaya gidiyorum.  Bu aldatmacada sorumluluk aldığım için,  bu aldatmacanın devamını sağladığım için,  kendimi suçluyorum.

 Kilo oranlarımız basına açıklandığında hep çarpıtma söz konusuydu. Tv’deki bir haftayla, dış dünyadaki bir hafta aynı değil. Çoğunlukla o kilolar daha uzun zamanlarda veriliyor.  yada bazen daha az.  Ama bir hafta değil! Burada kilo kaybı tamamen değerlendirme amaçlı. Unutulmamalı ki;  The Biggest Loser Tv için gösterilen bir kilo kaybı kampı değildir; Bir kilo kaybı kampı gibi görünmek için yapılmış  bir TV gösterisidir.” 

Bunu gerçekleştirebilmek için de yarışmacılara ağır baskı uyguladıkları bir gerçektir. Nitekim ben bu programda; bazı spor hocalarından bile daha iyi bildiğim doğrulardan, vazgeçmeye şartlandığımı söyleyebilirim.”

Hilbard; programı kilo konusunda birkaç ciddi sorunla birlikte bıraktı. Diğer yarışmacılar gibi o da yarışmadaki baskı ortamını ve sorumluluğu normal yaşantıda bulamadığı için kilo aldığını savunuyor.

Hilbard’ın kocası çekim sırasında onu ziyarete gittiğinde, onda kilonun da ötesinde farklı bir değişim gördüğünü söylüyor. “Onun içindeki dönüşümü gördüm. Uçuk kaçık, farklı gözüküyordu. Çok meşguldü ve sürekli spor salonuna gidiyordu. Asla uyumadı. Özel düzenlenen şeylerle beslendi, bunlar asla normal insanların yediği şeyler değildi.”

 Hilbard diyorki; “benim Durumum asıl;  sağlık profesörü olan bazı aile bireylerimin, bazı sahnelere müdahale etmesiyle kötüleşti.”

“Saçlarım bile dökülmeye başlamıştı…”

 

  “İnsanlara ilham kaynağı olmak güzel. Bunun için kendimle gurur duyuyorum ama The Biggest Loser’a minnettar hissetmiyorum kendimi asla. Aksine bu programın bir parçası olup da devamını sağladığım için insanları incittiğimi düşünüyorum.

  Ben bu programa para kazanmak için başlamadım aksine programla sözleşme yaparak kendi paramı riske attım.

 Finalde kendimi öyle korkak hissettim ki. Konuşamıyordum, gerçekleri söyleyemiyordum. Eğer bir noktadan sonra biri gelip de bana gerçekleri sorsa anlatırdım. Şuan bunları açıklamakla ailemi de maddi riske atmış oluyorum. Kendimi kötü hissediyorum. Birçok insan için zararlı olan bir programın parçası oldum. Şimdi durumu daha iyiye çevirme sorumluluğu da benim… Belki de biraz da finaldeki korkaklığımı hafızamdan silmek istiyorum.

 Birçok yarışmacı arkadaşım benle aynı fikirde olduklarını ama konuşmayacaklarını, konuşamayacaklarını söylediler.”  Diyor…

Diğer bir sezon Erik Chopin

Eric Chopin Nbc kanalının sunduğu En çok kaybeden yarışmasının finalisti. Yarışmada en çok kiloyu o kaybetti ve bu ünvanını da 8.sezonda kırmalarına kadar sürdürdü. Eric 8 ayda 214 ıbs kaybetti yani yaklaşık olarak 97 kilo. İlk başladığında 407 ıbs (186 kg) iken 193 ıbse kadar düşüp ( 87 kg) oldu.  Ama asıl facia o zaman başladı. Yarışma biter bitmez hızlı kilo almaya başlayan ve kendini durduramayan Eric, verdiği tüm kiloları 1.5 yıl içinde fazlası ile geri aldı. Yarışma sürecince yaşadıklarını imaladığı sözleşmeden korkarak anlatamayan Eric bu yarışma ile zaten alt üst olan hayatını, daha da içinden çıkılmaz bir şekilde derinleştirerek artık ölüme gün saymaktadır.

 

Erik Chopin aksine başka bir sezon birincisi olan Ryan Benson Yaşadıklarını çok içtenlikle şu şekilde anlatmıştır.

Ryan benson  the biggest loser yarışmasının 1. sezonunun finalisti;

Yarışmada 122 pounds (55 kg) kaybedip, yarışmadan sonra ise ilk 5 günde 14 kg’sunu devamında 3 ayda 90 pounds (40 kg) geri aldı. Sonrasında ise eski kilosunu bile arar oldu!  Nasıl mı?  işte onun hikayesi;

“Showu kazanırken  o kadar yükseldim ki, birden aşağıya düştüm ve depresyona girdim. Showdan önceki eski alışkanlıklarıma geri döndüm. Yarışma da zirvedeyken ikizlerim dünyaya geldi.  O güzel yavrularım için ben de hayatta olup, onlara gereken her türlü desteği yapmalıydım. bu da sağlıklı olmakla mümkündü. bu yüzden realitiy show benim için bir eğlenceydi ama onu kazanmak da çok istemiştim. Benim için showu kazanmak, kilolarımdan kurtulmak demekti ve ben de bunu yaptım.

Yarışmayı kazanmak o kadar çok istiyordum ki; final tartımından önceki 10 gün boyunca tek damla yemek yemedim.. Temel olarak suyun içine limon koyup, taze sıkılmış limon suyu, bitki  şurubu ve acı biber tükettim. Yarışmanın kuralı kilo kaybettiren ilaçları kullanmamaktı, ben de öyle yaptım. Sadece kendimi aç bıraktım.  Final’den 24 saat öncesine kadar yemeyi tamamen kestim, ne katı ne sıvı hiç bir şey. Sonra eski okul numaralarımdan olan güreşçilik yaptım.  Deri bir takım giyip, monoton olarak günlerce koştum ve buhar- sauna  odasında saatlerce, fazlaca kaldım. son 24 saat içinde tahminen 10-13 ıbs (4.5-5.5 kg) su kaybı yaşadım. Final tartımına kadar idrarımdan kan gelmeye başlamıştı.

Show bittikten sonraki 5 gün geçmişti ki; yaklaşık olarak 32 ıbs (14.5 kg) geri almıştım. Yemekten dolayı deği,l sadece vücut sistemimi geri normale çevirirken, çoğunlukla sıvı yerine koyarak.Böylece 5 günün içinde tekrar 240 ıbs (108 kg) olmuştum bile, bu delilik!

Sonuç olarak, bunu burada söyleyen tek benim ki; showdan almam gerekeni almadım, yani alışkanlıklarımı ve hayat tarzımı değiştirmeyi kazanmadım. Bu bir şhow du bizlerde reyting uğruna piyon gibi kullanıldık! Bu yarışma benim tüm hayatımı mahvetti. Depresyona girdim ve sürekli kilo alıyorum…”

 Ryan Benson gibi örnekleri göremeyen ve bu tür show programlarında kalıcı zayıflayacağını veya kilo verirse asla kilo almayacağını düşünen tüm kilolu obezler, mevcut yaşadıkları  travmaların çok daha fazlasını yaşayacaklarını asla unutmasınlar.

Üstelik bu örnekler sezon birincileri olup, şartlanma şiddeti oldukça güçlü ve normalde kilosunu daha uzun süre koruması beklenen kişilerdir!  Birde yarışmanın ortasında elenen ve hadi artık “sen işe yaramazın tekisin” diye yarışmadan atılan-ayrılan obezlerin ruh halini şimdiden tasvir etmek  çok da zor değildir.  Azıcık kişilik zafiyeti olan bireyler İntiharı, değilse, diğerleri de  kesin şekilde çok büyük depresyonları  yaşayarak, kendilerini tamamen eve kapatan ve 300-500 lük   insanlar grubuna dahil edenler. Olacaklardır. Tüm bu gerçeklere rağmen bu gerçekleri şimdiden görememek ise olsa olsa ahmaklıktır.

Unuttukları şey, burada insanların yeteneklerini değil, yaşama dair umutlarını ve geleceğe bakışlarının yanında, ruhsal ve fiziksel sağlıklarını yarışma ve eğlence konusu yapmaya kalkıştıklarıdır.

Bu anlamda sunulan ‘Yeni Bir Hayat zafiyet ve sıkıntılara gebe     yeni bir hayat’tır!

 

OMDER-OBEZİTE İLE MÜCADELE DERNEĞİ 

KURUCU BAŞKANI

HALİL KARGULU

Psikolog – Tıbbı Antrenman  ve Üstün Performans Uzmanı

SEMİR BERBER

http://www.omder.org.tr